bir gece ansızın, yazabilirdim.yazdım.

Posted in By ali 0 yorum

hava soğuyup da esince rüzgar
titretirken tüm şehri
boşluklar bile uğuldar aşk ile

karla kaplansın diye her yer
beyaza bürünsün, sevda kadar temiz olsun diye
bulutlardan milyonlarca kar
tanesi süzülür
şehir aşka bulansın diye

sonsuz şekildedir kar taneleri
tüm aşkların ayrı bir hikayesi vardır çünkü
ve her aşkın ayrı bir kar tanesi

en güzeli senin camına konar bu taneciklerin
büyülüdür ;o soguk , beyaz tane
aşk ile büyülüdür; aşkım ile...

bir büyülü taneciğe sıkıştıramazsın aslında aşkı
çünkü o büyülü tanelerin döküldüğü koca bulutlar bile
yetmez aşkı anlatmaya

ama ben en büyük aşkı ona sıkıştırdım
iki kelime ile:
seni seviyorum...

bağırır o tanecikler bu beyaz şehre adını
seni sevdiğimi haykırır
sen duymadıkça yükselir ses
ama ne farkeder; duymazsın

bilemezsin o taneciklerin söylediği aşkı
çünkü bir ben bilirim
bir de her gece
seni bana versin diye
yalvardığım...

bir basit seni seviyoruma sığdırdığım aşkım
içimi yakar; ağlarım
ama kurudu artık göz pınarlarım
tuzlu tanecikler yok artık yanaklarımda
süzülür boşluğa kızıl damlalar
kanarım...

adını yazar düşen her kızıl damla o bembeyaz kara
çaresiz, sadece ağlamaya devam ederim
adın aşka bulanan şehrin dört yanında olsun diye

yanlışımın,doğrumun toplamıdır aşkım
hepsi camında bekliyor; bir kar tanesinde
ama madem sen duymuyorsun
pencerene binlercesini yollayacağım
sen duy diye

karla kaplarım geceyi
her yer beyaz artık
tüm bir beyazı delen tek şey ise
yerde kanla yazılan adın

beyazlıkta duyamıyorsun sevdamı
kızılımda bulasın...

içim yanar yine
verdiğim her soluk
ısıtır beyaza bulandıkça soğuyan geceyi

kardelenler açtırırım geceye
madem aşkımı duyamıyorsun, bu güzellikte göresin diye

onlar, ki boyun eğerler
aşkımı gördükçe
sana haykırmak için o iki kelimemi
kendilerini gösterirler sana
görmezsin...

ve görmediğin için
bilemezsin
tek hayalimin sen olduğunu
her nefesimin senle dolduğunu

tüm çiçekler solar ardından
yalnızca kardelenlerim kalır; sana iki kelam edebilmek için

ve kuşları getiririm pencerenin önüne
tüm o soğuğa rağmen
beklerler camının önünde
sen camını açasın da
çiçeklerin, karın , kanın ve benim yapamadığımızı
yapmak için

titrediler, çırptılar kanatlarını
beyazlıkta uğuldayan rüzgara , kanat sesleri karıştı
ve haykırdılar sana benim
seni nasıl sevdiğimi
duymadın

şimdi ne olur
aç pencereni
gör içimdeki sevgiyi
duy , hisset
içine işlesin, sensiz sevdamın beyaz soğuğu
ve gör bembeyaz geceyi delen
kızıla bulanmış , siyah bir beni...

duyunca kuşların sesini
görünce çiçeklerin resmini
uzat elini bana
beni beyaza boya

beyaz olan sadece sevdam olmasın bu karanlık, karla kaplı gecede
biz olalım
bembeyaz olalım...